9 Ekim 2013 Çarşamba

Korkulardan Arınma

Bu yaz, reşit olmamı kutlamak adına bir Batı Karadeniz turu yapmayı düşündüm. Hemen gereken malzemelerin listesini hazırladım, hazırlıklar yapmaya başladım tabii. Zaten yaklaşık üç yıldır bu yazı planlıyordum; neler yapılabilir, nerelere gidilebilir, diye. Tabii ki aklımda bir kaç fikir vardı neler yapacağımla ilgili. Öncelikle bir tur yapacağım kesindi. Bu turu bağımsız bir şekilde gerçekleştirecek, yanıma gereken malzemeleri kendim alacak ve önüme çıkan her türlü engele karşı kendim savaşacaktım. Bir nevi "reşit olma ritüeli" olarak düşünmüştüm bu turu sizin anlayacağınız. İnsanın her ne kadar -özellikle bu yaşlarda- üç yıl içerisinde fikirleri değişse, çıkmazlara girdiği anlar olsa, moralinin dibe vurduğu zamanlar yaşansa da bu hayal bende hep baki kaldı. Geçenlerde dünya turuna çıkmış bisikletli turcuları araştırırken, aralarından bir çoğunun özellikle trafik kazaları sonucu hayatlarını kaybettiğini duyduğumda ne yalan söyleyeyim biraz korkmadım ve sarsılmadım değil. Bunda turu gerçekleştirme zamanımın gittikçe yaklaşması ve benim gözümde olayın gerçekliğinin daha da açıklık kazanmasının payı da büyüktü tabii. Fakat o sırada, tamda sizlere geçen yazımda bahsettiğim söz yankılandı kulağımda: "Just Do It" Tam bu sesin yankılandığı anda içimde çok taze bir gücün hareket ettiğini hissettim. Korkularımla savaşıp, onları benliğimden defeden ve bana Neyzen Tevfik'ten çok güzel bir sözü hatırlatan bir güçtü bu: "Hayat üç buçukla dört arasındadır... Ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın"





Gaza gelmeye ihtiyacı olan veya tıpkı benim gibi çeşitli korkulara kapılıp yine tıpkı benim gibi bu korkularından arınmak isteyen arkadaşlar varsa yukarıdaki "European Outdoor Film Tour" a ait tanıtım videosunu izleyebilirler. Yine yukarıdaki videodan bir arkadaşın sözü çok hoşuma gitti-hani dağınık saçlı, hobbit evine benzeyen karlar arasında bir evden çıkan arkadaşın sözü: "How did I get here? Oh man, you won't even believe me!" 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder